DARENDE'NİN TARİHİ
Otuz Yapraklı Gül Şehri DARENDE Darende İlçesi, Malatya iline bağlı şirin bir ilçedir. Doğu Anadolu ile İç Anadolu ve Akdeniz bölgelerinin birleştikleri geçit noktasında bulunmakta. Tohma Irmağının kenarında, Malatya-Ankara karayolu üzerinde kurulu bir tarih ve kültür şehri. İlçenin doğusunda Hekimhan, güneyinde Akçadağ, Elbistan, kuzeybatısında Gürün, kuzeyde Kuluncak ve Kangal ilçeleri yer almakta. Yüzölçümü 1540 km2 olan Darende' nin denizden yüksekliği ise 1006 metredir. Darende, 1934 yılına kadar Sivas'a bağlı bir ilçe iken, hem yakınlığı, hem de iklim ve coğrafik benzerliği nedeniyle Malatya'ya bağlanmış ve her dönemdeki popüler şehir kimliğini Cumhuriyet döneminde de sürdürmüş. Merkez nüfusu 16 bin, toplam nüfusu 70 bin'e varan ilçede, her birinde belediye teşkilatı bulunan Balaban, Aşağıulupınar, Yenice, Ayvalı, Ilıca ve Ağılbaşı beldeleri mevcut olup, Köy sayısı ise 44'tür. Tarihi kaynaklar ve elde edilen son bilgiler ışığında, Darende' nin 30'a yakın isimle anıldığına şahit oluyoruz... Hititler devrinden Timelkia ismiyle başlayan süreç, Tıranda, Tıryandafil (Otuz Yapraklı Gül), Derindere, Derende şekliyle tarihi bir seyir izlemiş. Ve son olarak Darende ismiyle şekillenmiş. Darende, Doğu Anadolu ile birlikte Persler, Büyük İskender ve Romalıların Ellerine geçmiş ise de, Halife Hz. Ömer (r.a) zamanında İslâm Ordularına sahne olmuş, hatta Halid bin Velid komutasındaki savaşçılardan, üç sahabe Zengibar Kalesi çevresinde "Hu Dede" mevkiinde şehit düşmüşlerdir. Osmanlılar tarafından fethedildiği dönemlerde de önemli bir merkez konumunda olan bölge, yıllar yılı stratejik önemini muhafaza eder. Orhan Bey zamanında Darende'den birçok erin Bursa'nın fethine gittiklerini ve fetih sonrası da buraya yerleştiklerini yazar Evliya Çelebi, Seyahatnamesi' nde... Aynı zamanda Darende bu dönemde önemli bir ilim, irfan ve kültür merkezi durumuna gelmiş. Öyle ki, toplam 36 kadar paşa ve sahalarında söz sahibi olan ilim adamlarından iftiharla yâd edilmekte. Darende tarihi eserleri ile de dikkat çekrnekte, Ozan Anıtı, Hasan Paşa Hamamı, Hüseyin Paşa Bedesteni, Mehmet Paşa Camii, Dânâbey Mescidi, Ulu Camii, Hasan Gazi Türbesi; Rivayete göre Hasan Gazi, büyük İslam Cengâverlerinden Battal Gazinin amcası ve aynı zamanda kayın babası bu tepede şehit düşmüş... ZENGİBAR KALESİ Zengibar Kalesi, Darende için bir nirengi noktası. En eski yerleşimin çekirdeği Zengibar Kalesi'nde saklı. Tarihi özellikle taşıyan bu kalenin ismi Seng-Bar kelimelerinden oluşmakta ve - Taş Kale- manasına gelmektedir. Asırlardır şanlı Türk Bayrağı doruklarında dalgalanmaktadır. SOSYAL VE KÜLTÜREL YAPI Binlerce yıllık tarihi boyunca pek çok medeniyetlerin yaşadığı Darende'de sosyal ve kültürel etkinliklerin yılda halkın örf ve adetleri, özel günler ve yemekleri düğünleri, kültür etkinlikleri zengin bir kültür folklor oluşturmaktadır. Öteden beri ilim merkezi olan Darende, bugün de aynı ünvanını sürdürmekte. Özellikle eski Darende denilen bölgede yoğunlaşan özel ve resmi eğitim kurumları ile bir eğitim merkezi haline gelmiş. Bu okulların hemen hepsi Darendelilerin gayret ve yardımları ile eğitime verdiği önem ve memleketine duyduğu sevginin sonucu. İlçede 7 lise ve 75 ilköğretim okulunda toplam 7000 öğrenci eğitim görmekte. İlçede iki adet Kütüphane mevcuttur. EKONOMİ Ekonomik hayatın temelini tarım, tarım içerisinde de kayısı temel geçim kaynağı. İlçede 1.5 milyona yakın kayısı ağacı var. Tohma Vadisi boyunca vadiye bakan akarsu güzergâhında, dağ eteklerindeki geniş düzlük ve ovalar tarım alanı olarak değerlendirilmekte. Darende kayısısının tadı ülke sınırlarını çoktan aşmış; Avrupa ve hatta Amerika'ya bile ulaşmış. Kayısı, yaş olarak satıldığı gibi, kurutulup işlenerek de piyasaya sunulur. Darende'deki kuru kayısı rekoltesi 18.000 ton civarında. Bu demektir ki, Malatya'daki toplam kayısı üretiminin dörtte birini Darende karşılıyor. Kültürle sanat ayrılmaz Darende'de. Kültür varsa sanat vardır. Bu yönüyle de bakırcılık, demircilik, marangozluk, el dokumacılığı ve ayakkabıcılık çok eskiden beri yapılmakta Darende'de. GÜNPINAR ŞELALESİ Günpınar Şelalesi, İlâhi kudretin tecelli ettiği çok önemli bir mesire yeri. Burası gerçekten görülmeye değer bir tablo gibi. Darende'ye 8 km. mesafedeki şelalenin metrelerce yüksekteki kayaların arasından üç bölüm halinde köpürerek dökülmesi, çıkardığı eşsiz melodi ve rüzgârın da eşliğinde bambaşka bir musıkiyi yorumlaması adeta bir tabiat bestesi... SOMUNCU BABA CAMİİ VE KÜLLİYESİ Bir ilâhinin ruha huzur veren âhengiyle şırıldayan Tohma ırmağı, 14. yüzyıl erenlerinden Şeyh Hamid-i Veli (Somuncu Baba)'nın kabrinin bulunduğu bu diyarda cûşa gelmiş bir ermiş kişi edasıyla çağlıyor... Suların, yeşilliğin, ağaçların, kayalığın ve bütünüyle tabiatın dile geldiği; yazın serin, kışın ılık bir iklimin teneffüs edildiği bu müstesna köşe, Darende'nin kalbi adeta. Darendeliler tarafından cami avlusundaki balıklı havuz, adeta kayalardan fışkıran İlâhi bir nimet olarak yorumlanmakta ve çeşitli sırların-ibretlerin dolu olduğu mana aleminin bir örneği olarak görülmekte. Şanlıurfa'daki "Balıklı Göl" misali kutsiyeti tartışma götürmeyen, hürmet gören bu balıklar hususi halleriyle de ziyaretçilerin ilgi odağı. Dolayısıyla bu balıklara dokunulmuyor. Zarar vermeye yönelik her türlü hareketten kaçınılıyor... Anadolu'nun manevi dinamiklerinden Hacı Bayram Veli'nin hocası Somuncu Baba Hazretlerinin ebedi istirahatgâhı onun Hakk (c.c.)'a yürümesinden sonra yalçın kayalar eteğinde çağlayan sular ve gül bahçeleri arasında, esaslı bir külliyeye çevrilmiş... İnsanların günlük yaşantılarının verdiği sıkıntılardan uzaklaştığı, yorgunluklarını attıkları ihtişam ve güzelliklerle dolu ruhlara ferahlık bahşeden bir yer burası... Yeşilliklerle birlikte bülbül sesi ve bülbül sesinin karıştığı su şırıltısı, Darende'ye has bir musikiyi de yansıtmakta. Görünen o ki bu musıki, aynı heyecan ve aynı şevkle daha uzun yıllar dinlenecek ve asla susmayacak. Bu cennet diyar, turizm hayranlarının yüreğinde adeta bir gönül bestesi olmayı da sürdürecek. Otuz Yapraklı Gül Şehri Darende, sizleri gül bahçesinde misafir etmeyi bekliyor...